Urfalıyam ezelden türküsünü söylerken İbrahim Tatlıses, belki de sadece kendi geçmiş zamanından bahsediyordu. Oysa ki 1994 yılında Göbeklitepe`nin bulunmasıyla, buradaki bulgular insanlığın burada başladığını göstermiştir. Yani aslında hepimiz Urfalıyız ezelden.
Urfa’ya gelmemin asıl sebebi Göbeklitepe`dir. Burayı görmek istememin ardından THY larının indirimli uçuşlarını da görünce, 80 tl gidiş-dönüş bilet aldım. Urfa Havalimanı’na inince Havaş ile şehir merkezine geldik. Aslan konukevinde kalacaktık, buraya gidebilmek için şehir merkezinden 63 nolu otobüse bindik ki bu otobüs direkt Balıklıgöl’e gidiyor.
Havalimanı’ndan şehre gelene kadar Urfa’nın otantik ruhundan çok yeni modern bir şehirle karşılaştık. Eski şehre geldiğimizde, kafanızda oluşturduğunuz o otantik şehri sonunda gördük.
Aslan konukevine, her iki yanından beyaz duvarlar yükselen dar sokaklardan geçerek ulaştık. Dış kapıdan içeri girdiğimizde bir avlunun ortasında buluyorsunuz kendinizi. Burası sizi güneşin kavurucu sıcaklığından koruyor ve serinletiyor. Avlunun hemen yanından yükselen taş merdivenlerden odamıza çıkıp eşyalarımızı bıraktıktan sonra kendimizi dışarı attık.
Dar yollarının birinden girip, birinden çıkarak bundan 4000 yıl önce Babil hükümdarı Nemrut tarafından Hz İbrahim´in ateş’e atıldığı sırada, ateşin suya, odunların da balığa dönüştüğü Balıklıgöl’e doğru yürüdük. Hz İbrahim´in öldürmeyen ateşin göle dönüşmesiyle kutsal olan bu mekanın, yüksek enerjisiyle de etkilenmemek mümkün değil.
Balıklıgöl’e arkanızı verdiğinizde, sağınızda 1211 yılında yaptırılan Halil-ür Rahman camii bulunmaktadır. Caminin yanından geçtiğinizde, parkının içinden yürüdükten sonra kendinizi Kazzaz Pazarı’nın içinde buluyorsunuz. İşte burada dolandığınızda Urfa’nın o otantik havasını koklayabilirsiniz. Meşhur Urfa biberleri, kurutulmuş meyveler, renk renk eşarplar kısacası burada kaybolun.
1562 yılında inşa edilen bu bedesten, o zamandan beri Urfalılara satış yapmaktadır. Bedestenin Doğu, Batı, Güney ve Kuzey olmak üzere 4 ayrı kapısı bulunmaktadır. Kuzey kapısı sizi direk Gümrük han’a götürür, pazarda dolanınca yorgunluk atmak için ayaklarınızın yönünü hemen kuzey kapısına yani Gümrük Han’a doğru çevirin.
Burada çok güzel menengiç kahvesi içebilirsiniz. Menengiç kahvesinin içimi çok rahat, mideyi rahatlatıyor, Türk kahvesi içtiğinde midesi ağrıyanlara kesinlikle önerebilirim. Handa etrafı şöyle seyre dalarken, ayakkabı boyacısı dikkatimi çekti kendisinin fotoğrafını çekmek için izin istediğimde muhabbet başladı. Kendisinin bir zamanlar İstanbul Şişli´de ayakkabı boyacılığı yaptığından bahsetti ve kendisinin boyacı Kral’ı olduğunu bir Kral’ın da Sarayında bulunması gerektiğini söyleyip Urfa’ya geri geldiğini söyledi. Doğru dedim, bu güzel şehirde istediğin dili konuşarak kendin gibi yaşamak varken neden ötekileştirildiğin bir yerde kalmak isteyesin ki? Kendi diliyle şarkı söylediği için dövülen bir şehirde neden olmak isteyesin ki?
Neyse biz Urfa gezimize geri dönelim Urfa´nın 2015 Mayıs ayında açılışı yapılan Müzesi’ne kesin gidip görün. Çanak Çömleksiz Neolitik çağdan, İslami döneme kadar olan zaman dilimini çok güzel anlatmışlar. Göbeklitepe de çıkartılan pek çok eseri de burada görebilirsiniz. Ayrıca Göbeklitepe´nin bir benzerini de burada yapmışlar. Kazı yerinde göremediğimiz tapınağı burada görebildik. Bu müzeden sonra hemen yanında mozaik müzesine aynı biletle ekstra bir ücret ödemeden girebilirsiniz.
Urfa hanlarıyla da meşhur bir şehir. Pek çok han restore edilip, restoran olarak kullanılmaktadır. Bunlardan biri de Cevahir han, işletmecisi Asuman hn tüm titizlikle hiç bir masraftan kaçınmadan, tarihi dokusunu da bozmadan bu hanı çok güzel bir yere dönüştürmüş. Handan içeri girdiğinizde kendinizi bir Saray’ın Bahçesinde de hissedebilirsiniz. Akşam yemeğini burada yiyebilirsiniz, sıra gecesi için de buraya gidebilirsiniz. Ama Urfa’ya geldiğinizde Cevahir han da yemek yemeği unutmayın.
Ertesi gün, yani Pazar Gecesi Urfa’ya gelmişken sıra gecesine gidelim dedik. Pazar gecesi her yerde sıra gecesi olmuyor, Gülizar konukevinde sıra gecesi olduğunu öğrenince, bizim konukevinde çalışan Adem’ den de buraya en kısa nasıl gideceğimizi öğrenince “yolun karşısında dar bir yol var onu takip et, karşına cami çıkacak sağa döndüğüne Gülizar konukevi” tarifini aldık, tamam dedik ve dışarı çıktık. Karşımıza o dar yol çıktı, dar yol enine 2 Mt. ve zifiri karanlık. Ablam “buradan geçeceğimize emin misin” dediğinde “evet Adem bu şekilde tarif etti” dedim “bu yola girdiğimizde çıkamayabiliriz” dedi biz yolumuza devam ettik hiç bir sesin olmadığı karanlık dar yoldan ilerlerken karşıdan gelen ayak seslerini duyunca iyi biz yalnız değiliz başkaları da bu yolda bu saatte geçiyor diye içimden düşünürken karşıdan gelenin 13-14 yaşların küçük bir kız çocuk olduğunu görünce kendi kendimize güldük, bizim korkarak girdiğimiz yolda küçük kız korkusuzca geçiyordu. Neyse yolun sonunda karşımıza cami çıktı ve sağa döndüğümüzde 100 Mt sonra Gülizar konukevindeydik. Yemekli yada yemeksiz sıra gecesinin fiyatı değişmektedir. Biz aç olmadığımız için yemeksiz olanını tercih ettik, yemeksiz olanda sınırsız çay, Çiğ köfte ve tatlı servisi yapılıyor.
Ayakkabılarımızı çıkartıp yer minderlerinde oturduk. Kendimi Mustafa Keser şov da gibi hissettim. 30-40 kişinin geldiği bu yerde Urfalı kaç kişiydi bilmiyorum ama çoğu diğer şehirlerden gelmişti. Antep’ten sadece sıra gecesi için gelenler bile var, sıra gecesine katılıp akşam evlerine dönüyorlar. Urfa’ya tayini çıkan öğretmenler için de akşam eğlenme ve kurtlarını dökme yeridir sıra geceleri. Hele birisi vardı ki biz onu başta Urfa’da yaşayan birisi sandık, bizim için onu seyretmek ayrı bir keyifti ama sonra öğrendik ki o da İstanbul’ dan gelmiş ve sıra gecesine katılıp içinden geldiği gibi oynamaktaydı. Saat 12:00 olunca da gece sona ermiş biz başta korktuğumuz bu yoldan bu sefer korkmadan uyumak için konukevine döndük.
Urfalıyız ezelden dedik ya, işte bunu anlayabilmek için de bu şehrin etrafındaki arkeolojik yerleri de görebilirsiniz. Bizim vaktimiz kısıtlı olduğu için biz ancak Göbeklitepeyi görebildik.
2 günlük Urfa gezimde iyi ki buraya geldim dedim, iki kız yalnız gezmekten hiçbir şekilde rahatsız olmadık, dönüp bakan olmadı-çirkiniz galiba :)- bunlar buralı değil galiba gözüyle bakan da olmadı. Bir hafta sonu promosyon biletlerden bilet alıp Urfa’ya gidebilirsiniz eee daha ne duruyorsunuz, promosyon biletlerini takip edin THY Gidiş dönüş 80 tl uçak biletlerini kaçırmayın.
Masraflar
Etkinlik tarihi:1-12 Ekim 2015
Gidiş dönüş uçak bileti THY 80 tl
Aslan konuk evi: 2 gece 76 tl/ 38 tl gecelik
Sıra gecesi, yemeksiz 30 tl
Göbeklitepe gezisi: 4 Kişilik araç 120 tl / 3 kişi gittik kişi başı 40 tl
Göbeklitepe müzesi giriş: 5 tl
Arkeoloji müzesi :5 tl
Kebap ve ayran 15 tl
Gümrük han: menengiç kahve 3 tl















“URFALIYAM EZELDEN” için bir yanıt