MT. DEMAVEND – 5671 MT

Etkinlik tarihi: 3-4 Eylül 2015

IMG_0008

IMG_8973
ZİRZE- 5671 MT

Uzun zamandır çıkmak istiyordum bu dağa, hep erteledim, bir türlü kısmet olmadı.

Bu yıl İran´lı dağcı arkadaşlarla tanışınca, onların da davet etmesiyle plan hızlı işlemeye başladı. Bir anda kendimi bilet almış buldum.

Tahran’a uçaklar genelde gece iniyor. Saat 03:25 de İmam Humeyni Havalimanı’na inen uçaktan çantamı alıp dışarı çıkmam saat 04:00’ı buldu. Beni bekleyen Mansour ile şehir merkezine 30 km uzaklıktaki Havalimanı’ndan taksiye bindik ve 45 dk sonra da Mansour´un evine geldik.

Doğru düzgün uyumadım ve bedenim hala yorgun. Saat 06:00 da; dağa birlikte çıkacağımız Meryem ve Muhammed geldi ve hala uykusuzum. Dağda kullanacağım eşyalarımı alıp hep birlikte, 2 saat uzaklıktaki Pulur denilen yere gitmek için yola çıktık. Yolda arka koltuğa yatıp sonunda kısa da olsa uyuma fırsatı buldum. Pulur dağcıların ilk uğrak yeri ayrıca burada kaya tırmanışı da yapılıyor. Bizimle birlikte tırmanacak iki arkadaşla da Pulur’da buluştuk. Arabalarımızı burada park edip, üstü açık küçük kamyonetlere, eşyalarımızı koyup Goosfand Sara (koyun evi) denilen 2. uğrak yerine gittik. Yol çok bozuk olduğu için, zıplaya zıplaya 1 saat sonra Goosfand Sara daydık yani koyun evinde.

IMG_0051
Goosfand Sara

 

IMG_9001

 

 

 

 

 

 

Artık buradan çantalarımızı sırtlayıp, 4200 metredeki kampa doğru yürümeye başladık. Doğru düzgün uyumamıştım ve çok da yorgundum. Sırtımda çanta ile yürümek giderek zorlaşıyordu. Ben enerjimi saklamak için konuşmazken İran’lı arkadaşlar şarkılar söyleyerek hızlı hızlı çıkıyorlardı. Yaşadıkları şehrin 2000 metreye yakın yerde kurulu olması, onların yüksek irtifaya alışkın bedenlerini hiç etkilemiyordu.

IMG_0020
Bazı gruplar eşyalarını katırlarla taşıtmaktadır.

4 saat sonra ana kampa geldik. Dağ evi dolu olduğu için çadır kurduk. Benimle birlikte üç kişi çadırda kaldık, iki kişi de dağ evinde bir köşe bularak orada kaldı. Akşam yemeğimizi de yiyip uyuduk.

IMG_8978
Çadırdan manzara

IMG_8975

 

 

IMG_0035

 

Deniz seviyesinde ikamet eden ben, 24 saat gibi bir süre bile geçmeden kendimi 4200 Mt de bir uyku tulumun içine atmıştım. Ertesi gün ise zirve!!! Hocam Aklimitasyon yok mu:)

Ertesi sabah 04:00 gibi kalktık. Saat 5 gibi de yola çıkacaktık. Hava oldukça açık ve güzeldi. Zirveye ben ve Javad birlikte devam edecektik. 2 kişi olunca yalnız çıkmayalım diye benim hızıma yakın bir grup bulduk ve onlarla birlikte maşallah diyerek yürüyüşe başladık. İran’da dağa çıkan herkes şarkılar söylüyor, tempo tutturuyor, dağda değil de bir oyun bahçesinde eğlenen çocuklar gibiler. Ben doğru düzgün konuşamazken onlar şarkılar söylüyorlardı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gün doğumuna kadar yürüyüş gayet güzel geçti, her adım atışlarımızda maşallah diye sesleniyorlardı. 5000 metreye gelince -bedenimi yüksekliğe alıştırmadığımdan- yüksek istifadan etkilenmeye başlamıştım ve adımlarım yavaşlamaya başladı. İstesem de hızlanamıyordum. Birlikte çıktığımız grup 5.000 metreye yakın bir yükseklikte düzlük bir yer bulunca burada biraz uyuyup öyle yola devam edeceklerini söylediler. Biz vakit kaybetmemek için yola devam ettik. Mola için durduğumuzda daha önce İstanbul´da yaşamış Hasan ile karşılaştık. Kendisi bizden iki saat sonra çıkmasına rağmen bizi yakalamıştı. Benim yorgun ve bitkin halimi görünce bana ananas suyu ile yiyecek bir şeyler verdi. Canım hiç istemese de yemek için kendimi zorladım. Hasan arada bir koşuyor sonra durup bizi bekliyordu. Hayatları yüksek irtifada geçen bu insanların bedenleri nasıl bir gelişim göstermiş, insan bu durumu kıskanıyor.

Bir gün önce deniz seviyesinden yola çıkan ben; doğru düzgün uyumadan ve vücudumu da bu yüksekliğe alıştırmadan, 5000 mt yüksekliğin üzerine doğru çıkarak, kendime resmen acı çektiriyordum. Tırmanan arkadaşların sürekli olarak, maşallah maşallah demeleriyle pes etmeyip yükselmeye devam ettim. Yükseldikçe kükürt kokusu almaya başladık. Kükürt kokusu nasıl bir şey derseniz, Kadıköy’de Yoğurtçu Parkına gittiğinizde oradaki kokunun aynısı diyebilirim. Demavend dağı eski bir volkanik dağdır. Volkanik olarak etkin bir dağ olmasa da kükürt gazı çıkarttığı yerler bulunmaktadır. Yürüyüş yolunda da sarı kükürtlü taşları görmek mümkün.

IMG_8998
Arkadaki dumanlar kükürt gazı

Zirveye doğru çıktıkça zirveden inip yanımızdan geçenler “az kaldı 25 dakika daha dayan dedikçe” ben de bedenimi şuursuzca yukarı doğru çıkartıyordum. 6-7 saatte çıkarız dediğimiz zirveye –benim yüzümden- 10 saatte çıktık. O kadar çok yorulmuştum ki çıktığıma seveniyim mi yoksa bu kadar yolu nasıl ineceğimi mi düşüneyim bilemedim. Zirve fotolarımızı da çekip aşağıya doğru inmeye başladık.

IMG_8993 IMG_8996

Yolun yarısını başarmıştık. Yalnız bir de bunun inişini başarmak ve sağ salim kampa gelmek lazımdı. O kadar yoruldum ki artık bacaklarım kendiliğinden adımlarını atmaya başlamıştı. Saatlerce yürüdüğüm için bacaklarım alışmıştı. Sanki bütün gün yürüyecek gibiydim. Zaman ilerledikçe hava da kararmaya başladı. Muhammed de bizi merak etmeye başlamış ve bizi almak için yola çıkmıştı. Kamp alanının ışığını görüp ona yaklaştıkça artık yürüyüşümün sonuna geldiğimi anladım ve mutlu oldum. Arkadaşların bize hazırladıkları akşam yemeğini de yiyip uyudum. Ertesi sabah 7 gibi kalkıp kampımızı topladık ve kahvaltı etmek için dağ evine geçtik. Meryem bana bir gün önce bir rehberin 1 saat 40 dakikada zirve yapıp indiğini söyledi. Ben Ortadoğu’nun en yüksek dağına çıktım diye sevinirken, bu zirve yolu kimileri için parka gidip 10 km koşuya eş değermiş.

IMG_8999 IMG_9002

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


MT. DEMAVEND – 5671 MT” için bir yanıt

  1. Geri bildirim: TAHRAN | Yolum Düşerse

Yorum bırakın