Her zaman spontane durumları severim, olmadık zamanda olmadık bir yerden hadi gel daveti. Gözünü seveyim 2 yıllık shengen vizeyi verenin, ne büyük bir özgürlük. Viyana´dan arkadaşım aradı burada hava çok güzel, bu sıcağı da bir daha bulamazsın dedi. Hazır vizem var iken, neden olmasın dedim ve işten de izin alıp paskalya tatilini sıcak Viyana´da geçirmek üzere bavulumu hazırlayıp, yola koyuldum.
Arkadaşımla Viyana havaalanında Cuma günü öğleden sonra buluştum ve beraber tren ile şehre indik. Hava gerçekten çok sıcak, şehri yarın gezmeye karar verip, öğleden sonrayı Tuna´dan taşan sularla oluşan, kanalların çevresinde yeşilliklerin olduğu Labou ya gidip güneşlenmeyi istedik. Labou´ya gitmek için, metro ile U1 kırmızı hat kullanarak, tunayı geçtikten sonra Kaisermühlen Vienna Int. Centre durağnda inip, 91 A otobüsüne binerek gidebilirsiniz. FKK yani kısaca Çıplak beden kültürü, nihilizm. Herkesin çıplak güneşlendiği yer, tamamen doğal kimsenin birbiriyle ilgilendiği yok. Ne mutlu ki nüfusun %12 sinin Türklerin yaşadığı bu ülkede, buraya gelen Türk de yok, bizden başka.
Güneşi batırdıktan sonra şehre indik, Stephansplatz meydanına geldiğinizde hemen solda, 1433 yılından beri ayakta duran St. Stephan’s Katedrali büyüklüğüyle sizi karşılar. 1529 yılında Türkler ilk kez Viyana´ya geldiğinde, bir sürü çuvallar bırakmışlar, bu çuvallar da zehir var diye yakmaya başladıklarında, bir kişi, “durun bunlarda yiyecek vardır .” diye çuvalları açmışlar ve çuvallarda kahve varmış. İlk önce kahveleri kaynatıp içmişler, tadını beğenince de bu katedralin yanındaki kafede içmeye başlamışlar. Viyanalılar, kahveyle böylece tanışmış oldular, ama tüm dünyaya kahveleriyle bizden daha çok söz ettirmeyi becermişlerdir. Şimdilerde, katedralin yanında ki bu kafe açık değil, fakat kahveleri viyanın pek çok kafesinde içilmektedir.
Karntner Strabe (Cadde) aşağıya indiğinizde yol boyunca kafeleri göreceksiniz, ama benim tercihim kesinlikle 1883 den beri işletilen Aida, çünkü buradaki tatlılar günlük ve taze, kahve ile de muhteşem gidiyor. Caddeden aşağıya indiğimizde sokak çalgıcıları, klasik müzik konserine gelmişiz gibi, çok güzel çalıyorlar.
Ertesi gün, sadece Cumartesi günleri açık olan Nachmarkt taki Bit pazarına ( Ketten Brücken Gasse) gittik. Burada yok yok eski plaklar, ayakkabılar, eski takılar, kristal antika bardaklar , kitaplar aklınıza gelebilecek her şey burada satılmakta. Zaten ilk geldiğinizde, görülen renk ve çeşitlilik sizi etkiliyor. Bit pazarından sonra, metro ile Schönbrun Sarayı´na gittim. Barok sanat mimarisiyle, muhteşemliğiyle karşımda duruyor. Schörnbrun güzel çeşme anlamına geliyormuş . Habsburg Hanedanına ait 1200 odalık yazlık saray, kesinlikle görülmeye değer. Fransız halkı için, “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler .”diyen Marie Antoinette bu sarayda yaşamış. Güzel bir havada da buraya gelince, bahçesinden etkilenmemek
mümkün değil . Etrafta renk renk laleler ve muhteşem bahçe düzeni, git git bitmeyen bahçe, yukarı doğru çıktıkça sarayın görüntüsü giderek daha da güzelleşiyor. Yolun sonunda yorulduğunuzu farkına varıyorsunuz ve yolun sonunda da sizi karşılayan bir kafe var burada soluklanıp tekrar aşağıya inmek mantıklı. Sarayı da gezdikten sonra tekrar metroya binip, Nachmarkt istasyonunda indikten sonra, haritama bakmadan ayaklarım beni nereye götürdüyse oraya doğru yürümeye başladım. Zaten biraz yürüyünce hemen önünüze bir saray çıkıyor , benim de karşıma Elberdin sarayı çıktı, bu sarayın çatısı Türk çadırlarından etkilenerek yapılmış. Yürümeye devam, bu sefer de Karlsplatz, burası şehrin en eski tren istastonu, şimdilerde ise kafe olarak kullanılıyor. Zaman kazanmak için metroya binip, merkeze gittim. Shnitzeliyle ünlü Viyana´da akşam yemeği için arkadaşın Scöne perle restaurantında güzel bir dana shnitzel yedik.
Ertesi gün, binbir çeşit renklerin bir arada olduğu evi yani Hundertwaster hose görmeye gittim. Bir yanı birbiriyle uymayan bu kadar ahenksizliğin bir araya gelip, bir güzellik oluşturması başka türlü açıklanamaz. Simetri rahatsızlığı olan bir kişi buraya fazla bakmaması gerekir, kafası çevresiyle ilgilenmek yerine, binayı düzeltmekle meşgul olur herhalde. Bu renkli , masalsı ev, Viyana´da kesinlikle görülmesi gereken yerler arasındadır.
“The Vienna Parter” yani Lunapark, hava güzel ve tarihi pek çok bina görmekten yorulduysanız, çevrede yürüyüş yapıp, dönme dolaba binip vakit geçirebilirsiniz. Dönme dolaba binerek şehri de yukardan görme imkanı bulursunuz. Yürüyüşe devam , holfburg bahçesi havanında sıcak olması sebebiyle etraf insanlarla dolu, herkes çimlere uzanmış güneşleniyor.
Viyana´da akşamları herkes dışarıda, akşam yemekleri evlerden çok dışarıda yeniliyor, barlar ve kafeler dolu, bu doluluk tatilin de etkisi olabilir. Gittiğimiz bir kafede paskalya sebebiyle, renkli yumurta hediye aldım.
Ertesi gün, öğle uçağı ile Istanbul´a dönecektim. Günü dolu dolu yaşamak için erken kalktım ve 1862 yılında yapılan Stafpark şehir parkında yürüdüm. Bu parkta Schubert, Beethoven, Strauss gibi ünlü bestecilerin heykelleri, yürüyüş esnasında görebilir ve yeşile doyabilirsiniz.
Soğuk bir İstanbul´u bırakıp, sıcak Viyana´da hafta sonu geçirmek güzeldi. Her zaman kısa kaçışlar insana iyi gelir.
Okumaktan sıkıldınız mı? O zaman size bir özet;
Viyana´da 2 Günde Neler yapabilirsiniz?
- Labou´ya gidip, Tuna nehri etrafında yürüyüp, güneşlenmek.
- Stephansplatz meydanına gidip, 1433 yılından beri ayakta duran St. Stephan’s Katedralini görmek.
- Karntner Strabe (Cadde) aşağıya doğru yürümek ve 1883 den beri işletilen Aida da bir kahve molası vermek.
- Nachmarkt taki Bit pazarına ( Ketten Brücken Gasse) gitmek.
- Schönbrun Sarayı´na gitmek. Schörnbrun güzel çeşme anlamına geliyormuş . Habsburg Hanedanına ait 1200 odalık yazlık saray, kesinlikle görülmeye değer.
- Hundertwaster höse, binbir çeşit renklerin bir arada olduğu evi görmek.
- “The Vienna Parter” yani Lunapark´a gidip dönme dolaba binip şehri yukardan görebilirsiniz.
- 1862 yılında yapılan Stafpark şehir parkında yürümek. Bu parkta; Schubert, Beethoven, Strauss gibi ünlü bestecilerin heykelleri var.
- Shnitzeliyle ünlü Viyana´da akşam yemeği için Scöne perle restaurantında güzel bir shnitzel yemek.









